Arel Üniversitesi Psikoloji Kulübü Dergisi, Cinsellik temalı 5. sayısı için kaleme aldığım yazıyı sizinle paylaşıyorum. Psikoseksüel Perspektiften Flört Şiddeti – Arel Üniversitesi Psikoloji Kulübü Dergisi
Kaynak: İpek, S. (2019). Psikoseksüel Perspektiften Flört Şiddeti. İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji Dergisi, 22-25.
PSİKOSEKSÜEL PERSPEKTİFTEN FLÖRT ŞİDDETİ
Flört, kişiler arasında yaşanan duygusal yakınlaşmanın çeşitli tutum ve davranışlarla ifade edime tarzını belirten bir kavramdır. Şiddet ise, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesi ile sonuçlanan ya da sonuçlanma ihtimali olan her türlü tehdit, baskı, tutum veya davranıştır(TC. Adalet Bakanlığı).
Flört şiddeti, aile içi şiddetten farklı olarak evlilik dışı ilişkilerdeki şiddeti konu alır. Flört etmek, gönüllü bir eylem olması sebebiyle her iki tarafı da yükümlülük altına sokmaksızın gerçekleşir. Herhangi bir yükümlülüğünün olmaması kişilerin olumsuz bir durum sergilemesine ya da maruz bırakılmasına sebep olmaktadır (Jung, 2015, s. 95).
Flört şiddeti incelenirken genellikle 14 ila 26 yaş arası genç ve genç yetişkinlerden bahsedilmektedir. On dört ila yirmi altı yaş aralığı ergenlik dönemi enerjisinin ortaya çıktığı yaş olması sebebiyle önemlidir. Ergenlik döneminde ortaya çıkan duygusal ve cinsel ihtiyaçlar flört ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Flört Şiddetinin görüldüğü yaş aralığı ergenlik yaşının düşmesi ve evlilik yaşının yükselmesi ile genişlemektedir. TUİK verilerine göre 2010 yılında ortalama evlenme yaşı erkeklerde 26,5; kadınlarda ise 23,2’dir(Türkiye İstaytistik Kurumu, 2011). 2017 verilerine baktığımızda ortalama evlenme yaşının erkeklerde 27,7’ye; kadınlarda ise 24,6’ya yükseldiğini görmekteyiz(Türkiye İstatistik Kurumu, 1018). Bu veriler, evlilik ile birlikte şiddetin ortadan kalktığının göstergesi değil, sadece aile için şiddet yerine flört şiddetinden bahsettiğimizin sebebini vurgulamaktadır.
Flört etmek bireylere hem sosyal hem de cinsel tatmin sağlar. Sevgi ve ait olma ihtiyacımızı karşılaması flört etmenin önemli motivasyon kaynaklarından biridir. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde gördüğümüz bu ihtiyaç; yeme, uyuma, barınma, güvende olma gibi temel ihtiyaçlardan sonra gelen ve arkadaşlık, romantik ilişkiler, aile gibi unsurlara tatminini sağlayan önemli bir ihtiyaçtır (Kleinman, 2013, s. 137-142). Flört, sevgi ve ait olma ihtiyacımıza hitap etmesi yönüyle bireylerin hayatlarında önemli bir yere sahiptir. Bununla birlikte flörtü psikoseksüel bakış açısı ile ele aldığımızda değerli veriler elde etmekteyiz. Sigmund Freud, psikanaliz kuramında insanların doğuştan sahip oldukları güdülerin etkisi ile hareket ettiğini savunur. Buna göre her bir fizyolojik ihtiyaç bedenimizde hoş olmayan duyguları barındıran bir gerilim yaratır. Bu gerilim bedensel bir ihtiyacın psikolojik bir ifadesidir ve bir ihtiyacı doyurma arzusuna dayanır. Bu durumu haz ilkesi ile açıklayan Freud kişilerin davranışlarının sebebinin haz veren şeylere yönelip acıdan yani güdülerinin oluşturduğu gerilimden kurtulmak olduğunu savunur (Yazgan İnanç & Yerlikaya, 2016). Buna göre flört etme davranışının aslında bir haz arayışı ve acıdan kaçınma eğiliminin sonucu olduğu söylenebilir.
Freud’un kabul ettiği iki temel içgüdüden biri olan cinsellik içgüdüsü, cinsel birleşme ve üremeden öte tüm bedensel hazları karşılayan bir içgüdüdür. Psikanalitik kurama göre tüm beden bir erotojenik bölge olarak kabul edilirken üç temel bölgenin önemi ayrıca vurgulanmıştır. Bu bölgeler gelişim dönemlerinin de kilit noktaları olan ağız, anüs ve genital organlardır. Psikoseksüel gelişim dönemleri birbirini izleyen beş aşamada gerçekleşir ve her birinde libidonun (cinsel enerjinin) odağı sırası ile ağız, anüs ve genital organlardır. Psikoseksüel gelişim dönemlerinin sonuncusu olan ve cinsel enerji odağının genital bölgeler olduğu genital dönem, kişinin ergenliğe girmesi ile başlar ve ömrü boyunca devam eder (Kleinman, 2013, s. 27-29). Genital dönem, ergenlik döneminin başlamasına işaret etmesi yönüyle flört şiddetinin görüldüğü yaş aralığını da başlatır. Genital döneme sağlıklı bir şekilde ulaşmış olan bireyden sosyal ve cinsel ilişkilerinde olgun ve sorumlu olması ve aynı zamanda cinsel dürtülerini kontrol altına alabiliyor olması beklenir. Bu ise haz ilkesinden olgusallık (gerçeklik) ilkesine geçiş ile mümkündür. Diğer bir değişle, flört şiddetin ortan kalkması haz ilkesinden gerçeklik ilkesine geçiş ile ilişkilidir.
Gerçeklik ilkesine geçişi sağlayan temel motivasyon kişinin tam ve acısız doyumun olanaksız olduğunu fark etmesidir. Haz ilkesinin çevreyle çatışmaya girerek yarattığı bu düş kırıklığın etkisiyle gerçeklik ilkesi haz ilkesinin yerine geçer (Freud, 2014, s. 11). Böylece kişi hazzın karşısında hazzın kısıtlanmasını, doğrudan doyum karşısında ertelenmiş doyumu, oyun ve eğlence karşısında çalışma ve zahmeti seçebilir. Bu aynı zamanda belirsiz ve yok edici bir hazdan vazgeçip, ertelenmiş, kısıtlanmış fakat sağlama alınmış, güvenilir bir hazza geçiştir (Marcuse, 1998, s. 31-32). Flört şiddetine bakan yönüyle ise, haz ilkesinden gerçeklik ilkesine geçiş; şiddet barındıran güvensiz bir ilişkiden güvenli ilişkiye geçiştir.
Sonuç olarak, evlilik dışı romantik ilişkilerdeki şiddeti konu alan flört şiddeti, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve dijital şiddet boyutlarıyla karşımıza çıkabilmektedir. Flört şiddetinin görüldüğü yaş dilimi ergenlik yaşının düşmesi ve evlilik yaşının yükselmesi ile genişlemektedir. Sevgi ve ait olma ihtiyacının bir karşılayıcı olan flört, psikanalitik kurama göre ise bireyde ergenlik ile beraber doruk noktaya ulaşan cinsel haz arzusunun bir sonucudur. Fakat unutulmaması gerekir ki ergenlik dönemi aynı zamanda kişilerin haz ilkesinden olgusallık ilkesine geçmelerinin beklendiği bir dönemdir(Marcuse, 1998)(Freud, 2014). Bu durumda gençlerden arzuladıkları doyuma ulaşmaya çalışırken kişisel ve toplumsal etik yargıları korumaları beklenir (Yazgan İnanç & Yerlikaya, 2016). Haz ve doyum arzusunun kontrolünden uzak olan durumlarda ise karşımıza yıkıcılık ve şiddet çıkar (İpek, 2018).
Kaynakça
Algın, O., & Hayta, M. K. (2013). Aşk ve Flört Kıskacında Ergen. İstanbul: Timaş.
Freud, S. (2014). Haz İlkesinin Ötesinde. (F. Dikmen, Dü., & M. Ökten, Çev.) Ankara: Tutku.
Fromm, E. (1996). Özgürlükten Kaçış. İstanbul: Payel.
İpek, S. (2018). Dijital Flört Şiddetinin Suskunluk Sarmalı Bağlamında Değerlendirilmesi. E. Akbaş Demirkan, G. Demirkan, M. F. Çırak, S. İpek, T. Düzcü, T. Arsal, & M. Demir (Dü.) içinde, Medya ve Toplumsal Dönüşüm (s. 79-96). Beau Bassin: GlobeEdit.
Jung, C. G. (2015). Feminen – Dişiliğin Farklı Yüzleri. İstanbul: Pinhan.
Kleinman, P. (2013). Psiko101. İstanbul: Okuyanus.
loveisrespect.org. (2017). What Are the Different Types of Dating Abuse? Mayıs 23, 2018 tarihinde loveisrespect.org: http://www.loveisrespect.org/is-this-abuse/types-of-abuse/ adresinden alındı
Maigret, E. (2014). Medya ve İletişim Sosyolojisi. (H. Yücel, Çev.) İstanbul: İletişim.
Marcuse, H. (1998). Freud Üzerine Felsefi Bir İnceleme. (A. Yardımlı, Çev.) İstanbul: İdea.
Mehmet Gökhan Genel. (2015). Yeni Medya Araştırmaları 1: Güncel Tartışmalar Ekseninde. Bursa: Ekin.
Mor Çatı. (2018). Flört şiddeti. Mayıs 17, 2018 tarihinde Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı: https://www.morcati.org.tr/tr/8-mor-cati-kadin-siginagi-vakfi/8-flort-siddeti adresinden alındı
Neumann, E. N. (1998). Kamuoyu: Suskunluk Sarmalının Keşfi. Ankara: Dost.
Adalet Bakanlığı. (tarih yok). Şiddet Nedir. Şubat 27, 2019 tarihinde Ev İçi Şiddet: http://www.evicisiddet.adalet.gov.tr/SIDDET_NEDIR.html# adresinden alındı
Türkiye İstatistik Kurumu. (1018, 15 02). Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, 2017. 05 17, 2018 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu: www.tuik.gov.tr/PdfGetir.do?id=27593 adresinden alındı
Türkiye İstatistik Kurumu. (2017, 08 18). Haber Bülteni. Türkiye İstatistik Kurumu: http://www.tuik.gov.tr/HbPrint.do?id=24862 adresinden alınmıştır
Türkiye İstaytistik Kurumu. (2011, 06 17). Evlenme ve Boşanma İstatistikleri. 05 17, 2018 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=8534 adresinden alındı
Yazgan İnanç, B., & Yerlikaya, E. E. (2016). Kişilik Kuramları. Ankara: Pegem Akademi.